İslam'da görünmeyen dünyaya inanç, melekler ve Iblis (şeytan) inancını içerir, bunlar manevi dünyada önemli varlıklardır. Melekler, Allah'ın emirlerini yerine getiren ve belirli rolleri olan yaratılmış varlıklardır, oysa Iblis, başlangıçta bir cin olarak yaratılmış ve Allah'a karşı gelerek kötülüğün kaynağı olmuştur. Aşağıda, İslam bakış açısıyla meleklerin ve Iblis'in rollerini keşfedeceğiz.
İslam'da melekler (Arapça "Mala'ika" olarak bilinir) ışıkla yaratılan varlıklardır. Onlar, Allah'ın emirlerine tamamen itaat eden saf ve itaatkâr kullardır ve iyilik ve kötülük arasında seçim yapacak özgür iradeye sahip değillerdir. Ana işlevleri, Allah'ın iradesini yerine getirmek ve O'nun emirlerini sorgusuzca yerine getirmektir. Melekler, görünmeyen dünyanın bir parçasıdır ve Allah ile insanlar arasında aracı olarak görev yaparlar.
Meleklerin çeşitli rolleri vardır ve her birinin belirli bir görevi vardır. İslam'da bazı tanınmış melekler şunlardır:
Melekler özgür iradeye sahip değillerdir ve tamamen Allah'ın emirlerine itaat ederler. Onlara tapılmamalıdır, çünkü tek amaçları Allah'ın emirlerini yerine getirmektir. Müslümanlar, meleklerin varlığına inanmayı öğretir, çünkü bu İslam'daki imanın önemli bir parçasıdır. Melekler insan gözüyle görülemezler, ancak onların etkisi dünyada Allah'ın emirlerini yerine getirmek aracılığıyla görülebilir.
Melekler, Müslümanların günlük hayatlarında önemli bir rol oynar ve onların varlığı manevi hayatlarının birçok yönünde hissedilir. Onlar rehberlik, koruma ve destek sağlarlar. Bazı melekler, önemli anlarda, örneğin ölüm, doğum veya sıkıntılı anlarda insanlara yardımcı olmak için gönderilir.
Örneğin, Kiraman Katibin olarak bilinen melekler, her bireyin eylemlerini kaydetmekle sorumludur. Her insanın omuzlarında iki melek vardır: biri iyi eylemlerini kaydeder, diğeri ise kötü eylemlerini kaydeder. Bu melekler, bireylerin eylemlerini etkilemezler, sadece kaydederler ve bu kayıtlar, Kıyamet Günü'nde delil olarak kullanılacaktır.
Ek olarak, meleklerin müminleri zarardan koruduğuna inanılır. Bazı melekler, insanları fiziksel ve ruhsal tehlikelerden korumak için gönderilir, örneğin hastalıklar, kazalar veya baştan çıkarmalar. Bu melekler, Allah'ın emriyle, O'na sadık olanları korurlar.
Melekler ayrıca dua anlarında yardımcı olurlar ve müminlerin ibadetini güçlendirirler. Allah'ı hatırlayan kişileri çevrelerler ve ibadet edenlere dua ve bereket gönderirler.
İblis, İslam'da şeytan veya Şeytan olarak bilinir, başlangıçta cinlerden biriydi ve dumansız ateşten yaratılmıştır. Meleklerin aksine, cinler özgür iradeye sahiptirler, yani Allah'a itaat etme veya etmemek arasında seçim yapabilirler. İblis, cinler arasında büyük saygı görüyordu çünkü o, bağlılık ve bilgisiyle tanınıyordu ve göksel varlıklar arasında önemli bir konumdaydı.
Ancak, Allah Adem'i (ilk insanı) yaratıp meleklerden ve İblis'ten, ona saygı ve onur göstergesi olarak secde etmelerini istediğinde, İblis reddetti. Çünkü o, ateşten yaratıldığını ve Adem'in topraktan olduğunu düşündü, bu yüzden Adem'den üstün olduğunu ve secde etmeye gerek olmadığını savundu. Allah'ın emirlerine karşı gelmesi, kibir ve gururla ilgili bir eylemdi ve bu onun düşüşüne yol açtı.
Allah, İblis'in itaatsizliğinden öfkelendi ve onu Cennet'ten kovarak lanetledi. İblis, sonra insanları doğru yoldan saptırmayı ve onları yanlış yola çekmeyi yemin etti. O, insanlığın yeminli düşmanı olarak kabul edilir ve sürekli olarak insanları aldatmaya, onlara günah işlemeleri ve Allah'a itaatsizlik etmeleri için çalışır. İblis'in amacı, insanları Allah'a ibadet etmekten saptırmak ve onları inançsızlığa yönlendirmektir.
İblis'in düşüşüne rağmen, o tamamen güçsüz değildir. O, insanlara kötü düşünceler fısıldayabilir ve onları günah işlemeye teşvik edebilir. Ancak İblis, kimseyi zorla günah işlemeye zorlayamaz. Müslümanlara, kendi eylemlerinden sorumlu oldukları ve İblis'in vesveselerine karşı direnmeleri gerektiği öğretilir, Allah'a itaat etmeleri ve dua ile O'na sığınmaları gerekir.
İblis'in bir müminin hayatındaki rolü, bir başkaldırı kaynağı ve kötülüğe doğru bir rehber olmaktır. O, fısıldama ve aldatma yoluyla çalışır, insanları günah işlemeye, inançlarını terk etmeye veya Allah'ın öğretilerini görmezden gelmeye teşvik eder. O, özellikle ibadetlerinde sadık olanları hedef alır, onların kararlılıklarını zayıflatmaya çalışır ve kalplerine şüpheler sokar.
Müslümanlar, İblis'ten korunmak için dualar etmeye teşvik edilirler, örneğin Kuran'ın ilk suresi (Fatiha Suresi) ve Allah'a sığınmayı isteyen diğer dualar. İblis'ten korunmak için en bilinen dualardan biri "A'udhu billahi min ash-shaytan ir-rajim" ("Lanetlenmiş şeytandan Allah'a sığınırım") ifadesidir. Bunu yaparak, Müslümanlar kendilerini İblis'in olumsuz etkilerinden korur ve onun onları saptırma çabalarından kurtulurlar.
İblis'in kötülüğü fısıldama gücüne sahip olmasına rağmen, Müslümanlara, ona karşı direnmeleri gerektiği ve buna güçlü bir iman, doğru eylemler ve Allah'ı anarak karşı koyabilecekleri öğretilir. Allah, İblis'in vesveselerine karşı direnme gücü verir. Sonuçta, bir müminin başarısı, Allah'a sadık kalmalarına, günahın cezalarından kaçınmalarına ve ibadetlerinde sağlam kalmalarına bağlıdır.
İblis'in sonu kesinleşmiştir, çünkü o Kıyamet Günü'nde Cehenneme atılacaktır. İblis, onun vesveselerine uyan cinler ve insanlar ile birlikte, Allah'a karşı gelmeleri ve başkalarını saptırmaları nedeniyle sonsuz bir cezaya çarptırılacaktır.
Kur'an, şeytanın insanları zamanın sonuna kadar saptırmaya çalışacağını uyarıyor, ancak Allah'ın rehberliğini takip eden ve İblis'in vesveselerine karşı çıkanlar, cennette sonsuz yaşamla ödüllendirilecektir. Kıyamet Günü'nde, İblis, müminler üzerinde hiçbir güce sahip olmayacak ve eylemleri için hesap verecektir.
Müslümanlar, İblis'in bir cazip güç olarak rolünün geçici olduğuna inanır. Onun insanları etkileme gücü, Kıyamet Günü'nde sona erecektir, o zaman kendisi kibir ve Allah'a karşı isyanı nedeniyle cezalandırılacaktır. Takipçileri, onun vesveselerine uyanlar da cezalandırılacaktır. Ancak, İblis'in vesveselerine karşı direnen ve doğru yolda kalanlar, Allah'ın rahmeti ve Cennet ile ödüllendirilecektir.