İslam'da, Peygamber İsa (selam üzerine olsun) Allah'ın büyük peygamberlerinden biri olarak yüksek bir saygı görmektedir. O, kendi zamanındaki insanlara ilahi rehberlik ve öğretiler getiren bir elçi olarak kabul edilir. Onun hikayesi, Kur'an'ın çeşitli bölümlerinde anlatılmaktadır ve hayatı, mucizeleri ve mesajı İslami inançta merkezi bir rol oynamaktadır. Aşağıda, Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) İslam'daki rolünü keşfedeceğiz.
Peygamber İsa (selam üzerine olsun), annesi Meryem (selam üzerine olsun) bakire iken mucizevi bir şekilde doğmuştur. Kur'an, onu Allah tarafından seçilen, insan müdahalesi olmaksızın bir çocuk doğurması için seçilmiş, doğru ve takvalı bir kadın olarak tanımlar. Cebrail (selam üzerine olsun) meleği, Meryem'e görünmüş ve ona Allah'ın emrini ileterek bir oğul doğuracağını bildirmiştir; bu, Allah'ın iradesiyle verilen bir mucizedir.
Meryem'in hamileliği büyük bir sınav oldu ve toplumundaki insanlar başta onun temizliğinden şüphe ettiler. Ancak, Meryem, bebeği olan Peygamber İsa'yı (selam üzerine olsun) halkına gösterdiğinde, o beşikteyken konuştu ve kendisinin Allah'ın bir kulu ve peygamberi olduğunu ilan etti. Bu mucizevi hareket, İslam'daki özel durumunu yansıtan birçok işaretten biridir.
Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) doğumu, Allah'ın kudretinin ve merhametinin bir işaretidir. Kur'an, Meryem'i dünyada yürümüş en erdemli kadınlardan biri olarak onurlandırır ve onun oğlunun doğumunun hikayesi, Allah'ın kudretinin tüm doğal yasaları aştığını onaylayan bir ilahi mucize olarak kabul edilir.
Peygamber İsa (selam üzerine olsun) hayatını Allah'a ibadet etmeye ve O'nun mesajını yaymaya adamıştır. Onun öğretileri, tevhid, adalet, merhamet ve tövbe üzerinde yoğunlaşmıştır. O, insanları tek bir Tanrı'ya ibadet etmeye çağırmış ve alçakgönüllülük, sadaka ve başkalarına sevgi gösterme önemini vurgulamıştır.
Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) İslam'daki mesajının önemli bir yönü, kendisinin ilahi olduğu fikrini reddetmesidir. İslam, İsa'nın (selam üzerine olsun) bir peygamber ve Allah'ın bir kulu olduğunu öğretir, O'nun Tanrı'nın oğlu olmadığına inanır. Hristiyanlığın öğretilerinin aksine, Müslümanlar İsa'nın (selam üzerine olsun) tanrısallığına inanmazlar, ancak O'nu beş büyük peygamberden biri olarak (Nuh, İbrahim, Musa ve Muhammed (selam üzerine olsun) ile birlikte) onurlandırırlar.
Peygamber İsa (selam üzerine olsun), Allah'ın izniyle birçok mucize gerçekleştirmiştir, bunlar arasında hastaları iyileştirmek, ölüleri diriltmek ve körlere görme yetisi vermek vardır. Bu mucizeler, O'nun peygamberliğinin ve Allah'ın O'nun aracılığıyla gösterdiği gücün bir işaretidir. Ancak, O'nun mucizeleri her zaman insanları tek bir Allah'a ibadet etmeye çağırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir, kendisini yüceltmek amacıyla değil.
Hayatı boyunca, Peygamber İsa (selam üzerine olsun), O'na mesajını ilettiği bazı insanlar tarafından karşılanmıştır. O'nun mucizeleri ve doğruluğa çağrısı ile buna rağmen, zamanındaki dini liderlerin çoğu O'nu reddetmiş, bu da O'nun zulme uğramasına yol açmıştır. Buna rağmen, Peygamber İsa (selam üzerine olsun), mesajını iletmekte ısrarcı kalmış ve karşılaştığı zorluklara rağmen sabırlı ve merhametli olmuştur.
İslam ile Hristiyanlık arasındaki en önemli farklardan biri, Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) çarmıha gerilme olayına ilişkin anlatıdır. Hristiyanlıkta, İsa'nın (selam üzerine olsun) çarmıha gerildiği, insanlık için günahlarını affettirmek amacıyla öldüğü ve ölümünden sonra dirildiği kabul edilir. Ancak, İslam'da çarmıha gerilme farklı bir şekilde anlaşılmaktadır.
Kur'an'a göre, İsa (selam üzerine olsun) çarmıha gerilmemiştir ve çarmıhta ölmamıştır. Bunun yerine, Allah onu kendisine yükseltmiş ve başka birinin O'na benzemesi sağlanarak O'nun yerine çarmıha gerilmiştir. Bu inanç, Kur'an'daki ayetlere dayanır, örneğin Süra an-Nisa (4:157)'de şöyle denir: "Ve [onlar] onu öldürmediler, ne de çarmıha gerdiler; ancak [başka biri] onlara ona benzetildi." Bu, Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) Hristiyanların inandığı şekilde ölmediği, aksine Allah'ın O'nu zarardan koruduğu ve O'nu göklere yükselttiği anlamına gelir.
Bu inanç, İslam'da temel bir öneme sahiptir çünkü bu, Allah'ın mutlak birliğini ve ilahiyetini korur. İsa (selam üzerine olsun) bir peygamber olarak kabul edilir ve O'nun misyonu insanlara Allah'a ibadet etmeyi öğretmekti, başkalarının günahlarını yüklenmek değil. O'nun mucizevi olarak göklere yükselmesi, O'nun yüksek statüsünün ve Allah'ın O'nun hayatını korumasının bir işaretidir.
İslam geleneği, İsa'nın (selam üzerine olsun) gelecekte geri döneceğini öğretir, bu da Kıyamet günüyle ilgili olayların bir parçasıdır. Onun ikinci gelişmesi, zamanın sonu anlamına gelecektir ve Dajjal'ı (yalancı Mesih) yenecek ve Allah'ın nihai yargısı uygulanmadan önce dünyada adaleti sağlayacaktır.
İslam'da, Peygamber İsa (selam üzerine olsun) büyük peygamberler arasında özel bir yere sahiptir. O, "Ulul Azm" peygamberlerinden biri olarak kabul edilir, bu unvan beş büyük elçiye verilmiştir: Nuh, İbrahim, Musa, İsa (selam üzerine olsun) ve Muhammed (selam üzerine olsun). Bu peygamberlerin her biri, zorluklar karşısında sabırları, Allah'a olan bağlılıkları ve insanları doğru yola yönlendirmeleriyle tanınır.
Peygamber İsa (selam üzerine olsun), Kur'an'da da önemli bir figürdür, hikayesi birçok surede geçmektedir. Kur'an, onun mucizevi doğumunu, mucizeler yapma yeteneğini ve tevhid ve doğruluk mesajını anlatır. O, Allah'ın kudretinin ve merhametinin bir işareti olarak anılır ve öğretileri merhamet, bağışlama ve alçakgönüllülük değerlerini vurgular.
Ayrıca, Peygamber İsa (selam üzerine olsun) insanları yalnızca Allah'a ibadet etmeye birleştirme rolü nedeniyle de önemlidir. Onun mesajı, Allah'ın iradesine teslim olmayı ve her türlü putperestliği reddetmeyi içeriyordu. Müslümanlar için, O, Allah'a bir kul olmanın idealini temsil eder ve hayatın her alanında teslimiyet, samimiyet ve bağlılıkla yaşar.
Müslümanlar, Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) Kıyamet Günü'nde şefaatçi olacağına inanırlar. O, inananlar adına şefaat edecek ve Allah'ın emirlerine sadık kalanlar için şefaatte bulunacaktır. Bu inanç, İslam'daki yüksek statüsünü ve O'nun ilahi plana olan katkısını daha da vurgulamaktadır.
İslam inancındaki en derin konulardan biri, Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) beklenen dönüşüdür. İnanılır ki, İsa (selam üzerine olsun) son günlerde göklerden inecek, dünya karmaşa içinde olacak ve yalancı Mesih (Dajjal) yalan ve sapkınlık yayıyor olacak. İsa (selam üzerine olsun) İslam'ı kabul eden biri olarak geri dönecek, O'na atfedilen tanrısallığı reddedecek ve Dajjal ile savaşacak, adaleti geri getirecektir.
Bu gelecekteki dönüşünde, Peygamber İsa (selam üzerine olsun) bir lider olarak hareket edecek, müminleri birleştirecek, barışı sağlayacak ve hayatı ve misyonu hakkındaki yanlış anlamaları düzeltecektir. Normal bir hayat yaşayacak, evlenecek ve doğal bir ölümle vefat edecektir. O'nun dönüşü, kötülüğe karşı son bir zafer olarak ve Kıyamet Gününün yaklaşan bir işareti olarak görülmektedir.
Peygamber İsa'nın (selam üzerine olsun) dönüşüne olan inanç, Müslümanlar için bir umut ve güç kaynağıdır, çünkü bu, nihai adaletin Allah tarafından gerçekleştirileceğini ve tevhidin gerçek takipçilerinin sonunda zafer kazanacağını hatırlatır.