Birlik ve kardeşlik, İslam'da temel ilkeleridir. İnanç, tüm Müslümanların ırk, milliyet ve sosyal statüden bağımsız olarak tek bir kardeşlikten (ümmet) parça olduklarını öğretir. Bu bağ, Allah'a ortak bir inanç, karşılıklı sevgi ve adalet ile merhamet taahhüdü üzerine kuruludur. Kur'an ve Peygamber Muhammed'in (sav) öğretileri, birliği güç, uyum ve ilahi bir nimet kaynağı olarak vurgular.
İslam, tüm müminlerin tek bir ulusun parçası olduğunu vurgular — Allah'ın birliğine ve Peygamber Muhammed'in (sav) mesajının sonluluğuna inançla birleşmişlerdir. Bu birlik, Müslüman dünyasının ruhsal ve sosyal temelini oluşturur.
"Şüphesiz bu, sizin dininizdir, bir dindir, ve ben sizin Rabbinizim, o halde benden korkun." 23:52
Ümmetin birliği coğrafya veya etniklikle sınırlı değildir — bu, paylaşılan değerler ve ilahi rehberlik üzerine inşa edilmiş kalp ve amaç birliğidir.
İslam kardeşliği sembolik değildir — bu, yaşanan bir gerçektir. İnananlara birbirlerini sevmeleri, birbirlerinin haklarını savunmaları ve ihtilafları adaletle çözmeleri emredilmiştir. Birbirlerini tek bir beden olarak görürler: Bir parça acı çekerken, tüm beden o acıyı hisseder.
"Müminler ancak kardeştir, o halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın. Ve Allah'tan korkun ki merhamet bulasınız." 49:10
Bu bağ, Müslümanlar arasında sadakati, empatiyi ve işbirliğini teşvik eder, geçmişleri veya sosyal sınıflarına bakılmaksızın.
İslam, hiçbir bireyin diğerine üstün olmadığını, sadece takva ve iyi ahlakla üstün olabileceğini öğretir. Kardeşlik, kan bağlarına, ırka veya dile dayanmaz, aksine ortak inanç ve ahlaki davranışa dayanır.
"Ey insanlar, şüphesiz biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi milletler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyın. Şüphesiz Allah katında sizden en onurlu olanınız, en takvalı olanınızdır." 49:13
Peygamber Muhammed (sav), son hutbesinde bu gerçeği teyit etmiş ve Allah katında tüm insanların eşitliğini ilan etmiştir.
İslam, kardeşliği desteklemek için birkaç pratik eylemi teşvik eder: birbirine barışla selam vermek, hastaları ziyaret etmek, muhtaçlara yardım etmek, çatışmaları çözmek ve hataları affetmek. Bu eylemler, Allah katında büyük ödüllerle karşılanır ve güven ve sevgi oluşturur.
"Hiçbiriniz gerçekten inanmış sayılmaz, ta ki kardeşi için, kendisi için sevdiğini sevmedikçe." Hadis - Buhari ve Müslim
Bu öğretiler, karşılıklı saygı ve samimi bakım üzerine kurulmuş bir toplum oluşturmayı amaçlar.
Kur'an, ümmeti zayıflatan ve Allah'ı öfkelendiren bölünme ve iç çatışmalar konusunda uyarıda bulunur. Ayrılık çoğunlukla kibir, önyargı veya Kur'an ve Sünnet'ten sapma nedeniyle meydana gelir.
"Ve onlardan, açık deliller kendilerine geldikten sonra bölünüp ayrılanlar gibi olmayın." 3:105
Müslümanlar, Allah'ın ipine sıkı sıkıya sarılmaya ve egoları ve aşırılıklarıyla bölünmeye karşı uyarılırlar.
İslam'daki birlik ve kardeşlik, idealist bir kavram değildir — bunlar kutsal sorumluluklardır. Günlük selamlaşmalardan küresel insani yardım meselelerine kadar, Müslümanlar sevgi, eşitlik ve toplumsal desteği somutlaştırmaya çağrılır. Bu değerler, ümmetin gücüdür ve Allah'a gerçek teslimiyetin bir yansımasıdır.
Bu birlik ve merhamet duygusunu yeniden canlandırarak, Müslümanlar inançlarının önemli bir kısmını yerine getirir ve daha adil ve barışçıl bir dünya inşa etmek için katkı sağlarlar.