İslam'da, evren ve içindeki her şey Allah'ın yaratmasıdır ve O'nun varlığının, hikmetinin ve merhametinin bir şahitliğidir. Kur'an, inananları doğal dünyayı düşünmeye çağırır — gökler, yeryüzü, gece ve gündüzün değişimi, yağmur, bitkiler, hayvanlar ve hatta kendi ruhları. Bunlar ayet (işaretler) olarak adlandırılır ve sadece Yaratıcı'ya değil, O'nun birliğine, gücüne ve mükemmelliğine de işaret ederler.
İslam, Allah'ın her şeyin Yaratıcısı olduğunu doğrular — görünen ve görünmeyen her şey. Evren rastgele ya da kazara oluşmamıştır; Allah tarafından, hikmetle, kasıtlı olarak ve bir amaçla yaratılmıştır.
"Allah her şeyin Yaratıcısıdır ve O, her şeyin işlerini düzenleyendir." 39:62
Allah'a Yaratıcı olarak inanmak, tevhidin (tek tanrı inancı) temelini oluşturur ve İslam'ın yaratılış anlayışını kasıtlı ve anlamlı olarak ayıran bir görüş sunar.
Kur'an, gökyüzü, yıldızlar, güneş, ay, dağlar, nehirler ve mevsimler hakkında düşünmeye defalarca çağırır — bunlar tapılacak nesneler değil, zihin ve kalbi Allah'a yönlendiren işaretlerdir.
"Gerçekten, göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün değişiminde, anlayış sahipleri için işaretler vardır." 3:190
Bu işaretler, yaratılışta ilahi düzenin, hassasiyetin ve güzelliğin varlığına ruhu uyandırmak için vardır.
Kur'an, doğruya ulaşmak için akıl ve düşünmeyi kullanmanın değerini vurgular. Yaratılışı alçakgönüllülük ve içtenlikle düşünenler, Allah'ın büyüklüğünü ve merhametini daha kolay bir şekilde fark ederler.
"Ve yeryüzünde kesin inanç sahipleri için işaretler vardır — ve kendi içinizde. O zaman görmeyecek misiniz?" 51:20–21
Hayatın karmaşıklığı, ekosistemlerin uyumu veya insan doğumunun mucizesi üzerine düşünmek, inananların imanlarını pekiştirmelerine ve Allah'ın nimetlerine şükretmelerine yardımcı olur.
Kur'an, yaratılışı sadece Allah'ın varlığını ispatlamak için değil, aynı zamanda dirilişin ve ahiretin gerçeğini onaylamak için kullanır. Tıpkı Allah'ın yağmurla ölü toprağa hayat verdiği gibi, O da ölüleri hesap için diriltecektir.
"Ve yeri kuru görürsün, ama ona yağmur gönderdiğimizde, o titrer, büyür ve her güzel türden bir şey yetiştirir. Bu, çünkü Allah Gerçek'tir ve O, ölüleri hayata döndüren O'dur." 22:5–6
Bu nedenle, yaratılış durağan değildir — bu, ilahi güç ve kader hakkında sürekli bir mesajdır.
İnsan dilleri, renkleri, manzaralar ve yaratıklar arasındaki çeşitlilik, Kur'an'da Allah'ın sanatının ve hikmetinin bir başka işareti olarak tasvir edilmiştir. Çeşitlilik, ayrılığın bir nedeni değil, Allah'ın yaratıcı gücünü takdir etmenin bir sebebidir.
"Ve O'nun işaretlerinden biri, göklerin ve yerin yaratılışı ve sizin dillerinizin ve renklerinizin çeşitliliğidir. Şüphesiz bunda, bilenler için işaretler vardır." 30:22
Yaratılış rastgele değildir — bir amacı vardır: insanları sınamak, onlara rızık sağlamak ve onları Yaratıcı'larına hatırlatmaktır. Kur'an, hayatın bir sınav olduğunu ve görmek isteyenler için her yerde işaretlerin olduğunu açıkça belirtir.
"Ve biz gökleri ve yeri ve aralarındaki her şeyi eğlence için yaratmadık. Biz onları yalnızca gerçek için yarattık, ancak onların çoğu bunu bilmiyor." 44:38–39
Kur'an, inananları sadece bakmaya değil — görmeye davet eder. Yaratılışa hem zihin hem de kalp ile bakmak ve minnettarlık, teslimiyet ve hayret ile yanıt vermek. Yaratılış bir kitaptır ve her sayfa, dalga ve yıldız, bizi Yaratıcı'ya geri çağıran bir ayettir.
Çevremizdeki ve içimizdeki Allah'ın işaretleri üzerinde düşünerek, O'nun büyüklüğünü ve hayatımızdaki amacımızı daha derinlemesine anlayabiliriz.